SON GÖNDERİLER

HONAZ DAĞI : BÖLÜM 1



 HONAZ DAĞI  : BÖLÜM  I

(02.01.2022)

Takvimler 2 Ocak 2022’yi gösteriyor. PAKDOS’un “Honaz Dağı Zirve Faaliyeti” için sabahın 5’inde Beethoven’in 5. Senfoni’si olarak ayarladığım alarmın sesine uyanıyorum ve akşamdan çantamın hazır olmasının rahatlığıyla aheste aheste giyiniyorum. Dağcılığa başladığımdan beri yataktan en dinç kalktığım pazar sabahı oldu diyebilirim, bu iyiye işaret. Beni PAKDOS ile tanıştırarak dağcılığa başlamamı sağlayan Ramazan amcamla beraber, Honaz Dağı manzarasının çıplak gözle, kuş uçuşu 34 km mesafeden, belki de en iyi seyredildiği yer olan köyümüzden hareket ediyoruz. Altındere Vadisi’nin karanlığını farlarıyla delerek toplanma yerine ilerliyor araç. 2 sene önceki Honaz zirve faaliyetimiz yol boyunca gözümün önünden geçiyor, bir an önce yürüyüş başlasın istiyor ruhum ve bedenim. Honaz Dağı sade vatandaşlar için orada öylece duran koca bir kütleyken, dağlara gönül vermişler için ise bir sembol. Hafta içi etkinliğin duyuruları yapılırken şunu fark ettim: Honaz Dağı aynı yerinde oluştuğundan beri duruyor olmasına rağmen bazı zamanlar bana çok uzakta bazı zamanlar da çok yakında görünmüştür. Hani berrak bir suya baktığımızda bizi yanıltan görünür derinlik meselesi gibi. Belki de içinde bulunduğumuz ruh halidir bu durumun sebebi. Toplanma noktasına ulaşıyoruz ve bizimle aynı esnada toplanma noktasına gelen servise binerek hareket ediyoruz.


Kulüp başkanımız ve bu etkinlik için resmi kurumlarla olan yazışmalarından tutun da katılımcıların hangi duraktan servise bineceğine kadar tüm detaylarla geceli gündüzlü uğraşan Ali Fuat abi, servisteyken bize bazı müjdeler verdi. Çeşitli illerden faaliyete iştirak edecek dağcıların yanı sıra Anadolu Parsı unvanı için 81 ilde 81 zirve projesiyle yola çıkan Bursa’dan Melek Kıyı Aydın aramızda olacaktı. Son ana kadar kesinleşmediği için  kimseye söylemediği bir diğer sürprizi de şuydu Ali Fuat abinin: Everest’e Nepal tarafından tırmanan ilk Türk kadın dağcı, Denizli’nin Bekilli ilçesinde doğan Gülnur Tumbat da aramızda idi, aynı servisteydik! Bu güzel haberden sonra araç içinde bir alkış koptu. Servis bir sonraki durağa ilerliyorken aracın buğulanan camına bir küçük kalp çizmiştim. Durağa geldiğimizde o çizdiğim kalbin bir anda mavi renge büründüğünü gördüm ve çok şaşırdım. Bu kadarına da pes dedirten tesadüfe bakın: Buğulanan cama çizdiğim kalp ile şehirdeki dev ilan panolarında  reklamları bulunan Denizli Özel Cerrahi Hastanesi’nin logosundaki kalp, oturduğum açıdan perspektif olarak çakışmıştı. Daha faaliyet başlamadan yaşananlara bakın…


Servisler ve şahsi araçlar Honaz Dağı Milli Parkı bölgesine Cankurtaran tarafından giriş yaptı ve kıvrım kıvrım yollardan piknik alanına ulaştı. Burası faaliyetin başlangıç noktası olacaktı. Servislerden ve şahsi araçlarından inenler ilk iş olarak araçların farlarının önünde kar tozluklarını ayarladı.  Daha sonra başlangıç konuşması ve tanışma için genişçe bir daire oluşturuldu. Bu esnada jandarma da arkamızda etkinliğin sorunsuz bir biçimde başlamasını bekliyordu. Konuşmalara önce kulüp başkanımız Ali Fuat Avcı abi başladı ve parkur ile ilgili bilgileri aktardı. Daha sonra söz PAKDOS’un kurucularından Halil Dağdaş abiye verildi. Halil abi başlıklar halinde o kadar çok konuya değindi ki… Honaz Dağı’nın antik dönemdeki adı, mitolojideki yeri, flora ve fauna yönünden zenginliği…Bu dağın eteklerinde gerçekleşen Kazıkbeli Savaşı, 1997 yılında dünyada ilk kez düzenlenen 1.Hava Oyunları, rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlu’nun bu dağa PAKDOS ile tırmanması… Yazımızın ilerleyen kısımlarında tüm bu başlıkları detaylı olarak işleyeceğiz. Halil Abi bilginin ışığıyla bizleri aydınlatırken Antalya’dan gelen misafirlerimiz de kasklarının üzerindeki kafa lambalarıyla oluşturduğumuz geniş çemberi aydınlatıyordu. Yolu karıştıran ve Honaz’ın merkezine giden misafirimiz de bize katıldıktan sonra faaliyete başlıyorduk.


Halil Dağdaş abi bilginin ışığıyla bizleri aydınlatırken 
TODOSK sporcularının tepe lambaları ortamı aydınlatıyor.


Sis ve Orman 


Antik dönemin Kadmos Dağı yüce Honaz, senede bir bizi  çağırır ve biz de bu çağrıya kayıtsız kalamayız. Honaz Dağı oluşum yönünden tektonik kökenli bir dağdır. Düşey faylanmalar sonucu dik bir görünüm kazanmıştır. 2571 metre yüksekliği ile Batı Anadolu’nun en yüksek noktası olarak bilinir. (Bu konuda son zamanlarda birtakım fikir ayrılıkları doğdu. Afyonkarahisar’ın Sultandağı ilçesinde bulunan Gelincik Ana zirvesi 2675 metre yüksekliği ile Ege Bölgesi’nin en yüksek noktası konumunda. Türkiye Dağcılık Federasyonu’nun resmi web sitesindeki bir yayında geçiyor bu bilgi.)

1995 yılında Milli Park ilan edilen Honaz Dağı, 122’si Türkiye için endemik olan 924 farklı türde bitkiye ev sahipliği yapıyor. Ballıbaba (Lamium microphyllum), Sığırkuyruğu (Verbascum chrysorrhacos) ve Safran (Crocus baytopiorum) bitkileri ise dünyada sadece Honaz Dağı’nda yetişir. Honaz Dağı'na ilk defa 1842 yılında bir botanikçi olan Edmond Boissier tırmandı. Honaz Dağı'nda araştırmalar yaptı ve bitki örnekleri topladı. Boissier'i bu mesleğe iten güç neydi peki? Ailesi ile beraber İsviçre Alpleri'nde yaptıkları doğa yürüyüşleriydi. Honaz Dağı, Akdeniz ve Ege bölgelerinin doğal sınırını oluşturmasının yanısıra bitki coğrafyası bakımından Akdeniz Floristik Bölgesi ile İran-Turan Floristik Bölgelerinin de geçiş noktasında bulunur. Milli Parkın doğal bitki örtüsünü kızılçam , karaçam ve daha yükseklerde görülen ardıçlar oluşturur. Milli parkta sıkça gözlemlenen yaban hayvanları arasında; kurt, dağ keçisi, yaban domuzu, tavşan ,tilki, sansar, porsuk ve dağ anası olarak adlandırılan zehirli bir yılan türünü sayabiliriz.

Gakkoş Efe Youtube kanalında günün tamamını içeren video


Tırmanışın ilk safhaları orman içinde devam ediyor. Yoğun bir sis dağı sarıp sarmalamış durumda. Hemen hemen her yazımda belirttiğim gibi bu faaliyetlerin en güzel yanı da bir önündeki veya bir arkandaki kişilerle ettiğin sohbetler. Hüseyin Şahin Özel abi ile bizim köyün yaylalarında çektiği videolardan ve o yaylalardaki çoban dostlardan söz ediyoruz. Çantasına bir aparat yardımıyla taktığı kamera sayesinde Hüseyin abi de günün en güzel, en özel anlarını “Gakkoş Efe” youtube kanalında keyifle seyretmemiz için kayıt altına almış oluyor. Yine ufak bir mola esnasında Halil Abi’nin de bahsettiği ve bu bölgede meşhur olan şamdan çamlarından bazılarına rastlıyoruz. Arapça ve Farsça iki kelimenin birleşmesinden oluşan şamdan kelimesinin manasına uygun olarak tek bir kökten yükselip gövdede tıpkı mumları koyduğumuz şamdanlar gibi 2’ye 3’e hatta 7’ye ayrılan ve dimdik bir şekilde semaya uzanan çamları burada, Honaz Dağı’nda, görmek mümkün.


Orman üst sınırında dağcılar

Sena yörük,ben,sırtı dönük Ali Fuat abi ve ilerleyişini sürdüren grup

Orman sınırını terk etmek üzere olan grup



Orman üst sınırına yaklaşırken meyve molası veriliyor. Erdal abi sağ olsun içine ceviz de koyulmuş cennet hurması ikram ediyor. Cennet hurması ya da Trabzon hurması olarak bilinen  bu meyve güzel Honaz'ımızda çokça yetiştiriliyor, kurutulup satılıyor ve ilçe halkına hatırı sayılır bir gelir sağlıyor. Meyve molası esnasında yanımızda dikenli çalı formunda bulunan bir bitkinin önemine dikkat çekiyor Halil abi. O bitkini ismi Karamuk(Agrostemma githago). Meyve molasından sonra grup orman içinde dik vurarak bir süre daha ilerliyor. Çam ağacı yoğunluğu azalıp ardıçlar başlayınca anlıyoruz ki orman sınırını terk etmek üzereyiz. 2 sene önceki gelişimizde faaliyete başladığımız noktada bile kar örtüsü mevcut iken şimdi anca orman sınırını terk ederken kar örtüsüne rastlıyoruz.  Bu esnada 66 kişilik gruptan sadece birkaç kişinin şahit olduğu destansı bir an yaşanıyor. Orman sınırını terk ederken nefes molası verilmişti ve batonlarımızın üzerine yükümüzü vererek dinleniyorduk. Çıkış yönüne göre solumuzda kalan vadi sis örtüsüne teslim olmaktaydı. Vadinin diğer tarafındaki kayalıklarda heybetli bir kurt grubu seyrediyordu. Bu büyülü an sadece birkaç saniye sürdü çünkü sis tüm hızıyla vadiye doldu ve kurt ile olan bakışmamızı kesti. 

Kurt öyle bir hayvandır ki tarihsel süreçte insanoğlu ondan hem korkmuştur hem de büyülenmiştir.  Ayrıca kurt, mitolojiye ve folklora şekil veren bir unsur olmuştur. Türk ve İtalyan mitolojisinde kurt, kurucu ve besleyici bir role sahiptir. Türk mitolojisinde neredeyse tüm boyların kurttan türediğine inanılır. Ergenekon’dan çıkışta yol gösteren ve cihanın fethedilmesini sağlayan  kurttur.  Peki Roma’nın sembolü nedir? İkiz erkek çocukları emziren dişi bir kurttur. Remus ve Romulus efsanesinde kurt karşımıza besleyen ve büyüten olarak çıkmıştır. Ne dersiniz bu birkaç saniye bakıştığımız kurt, Cadmos Dağı’nda binlerce yıldır soyunu devam ettiren bir kurt sülalesinin günümüze ulaşmayı başaran bir bireyi olabilir mi?

Ormanı kaplamak üzere gelen sis 

Honaz Dağı'nda bir ardıç 


Gelelim Honaz Dağı'na ismini veren Cadmos'a: "Cadmos, Thebai şehrinin kurucusudur ve aslen Fenikelidir. Babası Fenike kralı Agenor, annesi Tireli Argiope'dir (Telephaassa). Europa, Cilix ve Phoneix'in kardeşi olan Cadmos'un soyağacının baş tanrı Zeus'a dayandığı söylenir. Günlerden bir gün çapkınlığı üzerinde olan Zeus Finike kıyılarında güzel mi güzel bir kız görür. Bu kız Cadmos'un kız kardeşi Europa'dan başkası değildir. Zeus bir boğa kılığında  yeryüzüne iner ve güzel Europa'yı kaçırır. Finike kralı, kız kardeşini araması için Cadmos'u görevlendirir ve bulmadan dönmemesini iyice tembihler. Cadmos günlerce, aylarca hatta yıllarca  kız kardeşini arar fakat hiçbir iz bulamaz. Kardeşini ararken Yunanistan'a gelen Cadmos, Delphi şehrinin kahinlerine  kız kardeşinin yerini öğrenmek için adeta yalvarır. Fakat nafile, kahinler ona kız kardeşinin yerinin Zeus'un sırrı olduğunu ve bu işin peşini bırakmasını söylerler. Delphili kahin Phytia Cadmos'a şöyle der: "Yoluna devam et ve karşına derisinin üzerinde hilal bulunan bir düve çıktığında onu takip et. Seni ıssız bir vadiye götürecektir ve orada kendi şehrini kur." 

Kahinin dediklerini yerine getiren Cadmos geldiği bu vadide türlü badireler atlatarak Thebai şehrini kurar ve Harmonia ile evlenir. Harmonia aşk tanrıçası Afrodit ile savaş tanrısı Ares'in kızıdır. Cadmos ve Harmonia'ın evliliğinden 5 çocukları olur. Çapkın baş tanrı Zeus bu sefer de bu mutlu çiftin kızlarından biri olan Semele'ye göz koyar. Semele, Çallı şarap tanrısı Dionysos'un annesidir. İlerleyen süreçte  Cadmos ve Harmonia çiftinin başı hiçbir zaman felaketlerden kurtulamayacaktır. Bu yüzden Cadmos karısını da yanına alarak kurucusu olduğu Thebai şehrini terk eder. Dert ve kederden tanınmayacak hale gelen Cadmos ve Harmonia tanrılar tarafından birer yılana dönüştürülürler. " İşte Honaz Dağı'na ismini veren Cadmos'un mitolojik hikayesi budur.


Şelale yatağından yukarı tırmanış

Ardıçlar arasında ufak bir mola 

Objektiflere yakalanan iki ağır zirveci, iki doğa dostu

Gevenler arasında ilerleyen grup

Eğilmiş, bükülmüş bir elektrik direği

Cadmos Dağı zirvesini göstermemekte ısrarcı


Ardıçları da gerimizde bıraktıktan sonra şimdilerde yerinde yeller esen şelale yatağından tırmanarak faaliyete devam ediyoruz. Honaz Zirve’nin bugün kendini göstermek gibi bir niyeti yok. Yamulmuş, eğilmiş, bükülmüş ve deforme olmuş elektrik direklerinin yanından, yarısı kar altında kalmış geven dikenlerinin arasından geçerek düzlüğe ulaşıyoruz.  Düzlükten sonra epey bir yan gidip daha sonra biraz daha eğim tırmanarak hava radar komutanlığının Arnavut kaldırımı taşlı yoluna ulaşacağız. Honaz Dağı’na çıktığımız bu parkurun en sevdiğim kısmı da bu uzunca süre yan gittiğimiz bölüm. 66 doğa dostu sporcu bir ipe bağlı gibi, birbirlerinin izlerinden hiç sapmadan ilerliyordu. Hava durumu sürekli bir değişkenlik arz ediyor, 5 saniye güneş çıksa yarım dakika fırtına oluyordu. Gevenlerin ve taşların buz tuttuğu rakımlara ulaştığımızda soğuk artık iyice iliklere işleyecek türdendi. Dik yamaçtan Arnavut kaldırımı taşlı yola ulaştığımızda muhteşem bir bulut cümbüşü bizi karşılıyordu. Bir açılıp bir kapanan hava öyle güzel manzaralar sunuyordu ki bizlere… Parkurun  bundan sonrası hep yoldan olacaktı. Hava açık olsaydı  gözlerimiz, Acıpayam Ovası’ndan Antalya’nın yüksek dağlarına, Burdur’un göllerinden Isparta’nın zirvelerine kadar olan manzaraları temaşa edebilecekti. Yolda ilerledikçe rüzgar da şiddetini artırdı ve bu da ilerleyişi güçleştirdi. Eğimli yamaçtan yola çıkan bir doğa dostunun dudaklarından Nazım'ın şu dizeleri dökülüyordu:


"Akın var 

güneşe akın 

Güneşi zaaaptedeceğiz

Güneşin zaptı yakın ! "


Yürüyüş kolunu bozmadan ilerleyen grup

Şehir dışından gelen bazı misafirlerimiz ve arka planda bulutların sunduğu görsel şölen 

Adım adım tek sıra halinde hedefe doğru


Fotoğraf çekmek önemlidir


Grubun önünden doğru geriye bakış

Radar Komutanlığı yoluna az kala

Üzerinde buz şekilleri oluşmuş bir taş

Arnavut kaldırımı taşları döşenmiş yol 

Yol kenarındaki kayalıklar ve kar 

PAKDOS burada mı ?



Ve nihayet 66 doğa dostu sağ salim zirvedeydi. PAKDOS Denizli öncülüğünde çok zor hava koşullarında 2 Ocak 2022 tarihinde Honaz Dağı zirvesine (2571 metre) ulaşıldı. Zirvede çok kalamazdık elbette bu hava şartlarında. Bir an evvel flamaları ve bayrakları açıp toplu fotoğraf çekilerek dönüş yoluna geçmek gerekirdi. Şiddetli rüzgara flamaları ve bayrakları kaptırmadığımız için mutluyduk. Ulusal hatta uluslararası bir etkinliğe dönüşen bu faaliyetin zirvedeki toplu fotoğrafında yok yoktu: 


  • San Francisco’dan Prof. Dr. Gülnur TUMBAT ( Bekillili hemşerimiz ve Everest’e Nepal tarafından tırmanan ilk Türk kadın dağcı)

 

  • Bursa’dan AYAK İZİ DAĞCILIK ve DOĞA SPORLARI KULÜBÜ kurucusu Melek KIYI AYDIN


  • Denizli’den PAKDOS, NEFES AKTİVİTE , DOĞADEN üyeleri


  • Antalya’dan TODOSK üyeleri


  • Muğla’dan MUĞLA ZİRVE DAĞCILIK üyeleri


  • Kuşadası’ndan ADA DAĞCILIK ve DOĞA SPORLARI İHTİSAS KULÜBÜ üyeleri


  • Aksaray’dan HASDAK üyeleri


  • İstanbul’dan ASYA DAĞCILIK üyeleri


(Saymayı unuttuğum değerli doğa dostları ve kulüpleri varsa yazımın burasında onların affına sığınıyorum🙏)


Honaz Dağı Zirve pozu (2571 metre)



Zirve’de yoğun rüzgar ve buz taneciği yağışı altında toplu fotoğrafa çektirildikten sonra inişe geçildi. Bireysel olarak bu anı ölümsüzleştiren sporcular da fotoğraflarından sonra arkalarında buz tutmuş direkleri bırakarak inişe geçti. İçimizde kalan tek ukde ise böyle zirvelerde çok iyi giden un helvasıydı, olsa iyiydi.😊😏


Honaz Dağı Zirve Faaliyeti ile ilgili izlenimlerimi anlattığım yazımın 1. bölümünün sonuna geldik. Devamı gelecek...





1 yorum:

  1. Tebrikler delikanlı emeğine yüreğine sağlık 👏👏👏

    YanıtlaSil

'; (function() { var dsq = document.createElement('script'); dsq.type = 'text/javascript'; dsq.async = true; dsq.src = '//' + disqus_shortname + '.disqus.com/embed.js'; (document.getElementsByTagName('head')[0] || document.getElementsByTagName('body')[0]).appendChild(dsq); })();